Uzun Dönem Üretim Teorisi

Uzun dönemde firmalar ellerindeki tüm girdileri değiştirebilir. Örneğin bir çiftçi yeni bir tarla alabilir, bir otomotiv üreticisi yeni bir fabrika açabilir, fabrikayı yeni makinelerle donatabilir. Bu nedenle firma birçok konuda karar almak zorundadır. 


Üretim Ölçeği

Firmalar uzun dönemde hangi ölçekte üretim yapacaklarına karar vermelidir. Burada karşımıza ölçeğe getiri kavramı çıkar. Bunun manası firmanın tüm girdilerini belli bir oranda arttırdığında üretim miktarının ne kadar artacağıdır. 

Bir firma girdilerinin tümünü aynı oranda arttırdığında karşısına üç farklı durum çıkabilir. Bunlardan ilki ölçeğe artan getiridir. Böyle bir durumda üretim miktarındaki oransal artış girdilerin miktarındaki oransal artıştan daha fazla olur. Firma tüm girdilerini iki katına çıkarırsa üretim miktarı iki katından fazla olur. 

Bir başka durum ölçeğe sabit getiridir. Bu durumda firma girdilerini hangi oranda arttırırsa üretim miktarı da o oranda artar.

Son durum ölçeğe azalan getiridir. Bu durumda firma oransal olarak girdilerindeki artış oranından daha az ek üretim elde eder.

Firmaların içinde bulundukları ekonomik durum ölçek ekonomisi veya negatif ölçek ekonomisi olarak adlandırılan iki ayrı durumdan birisidir. Ölçek ekonomilerinde üretim miktarı arttıkça birim maliyetler düşer. Negatif ölçek ekonomilerinde ise durum bunun tam tersidir.

Ölçek ekonomisi kavramı ölçeğe artan getiri ile yakından ilişkilidir. Çünkü ölçeğe artan getiri varsa üretim miktarını arttırmak birim ürün başına öncekine nazaran daha az faktör kullanılacağı anlama gelir. Hem ölçeğe artan getiri hem de başka etkenler ölçek ekonomisi oluşmasına sebep olur.

Firma büyüdüğü zaman işçiler daha çok uzmanlaşır. Örneğin bir fabrikada bir ustabaşı hem boyahaneden hem de preshaneden sorumlu olabilir. Firma büyüdüğünde bir ustabaşı preshaneden bir ustabaşı da boyahaneden sorumlu olabilir. Bu durumda iki ustabaşı da daha kolay uzmanlaşacaktır.

Bir firmanın büyümesi bölünmezlikler yönünden de avantajlı olabilir. Örnek olarak yine benzer bir fabrikayı düşünelim. Bir presin kapasitesinin günde 200 parça, bu presten çıkan parçayı boyayan makinenin kapasitesinin günde 300 parça olduğunu varsayalım. Bu durumda boyama işini yapan makine tamamen verimli kullanılamayacaktır. Çünkü presten kapasitesinin daha altında parça alacaktır. Bu firma büyür ve üç tane pres iki tane boyama makinesine sahip olursa tüm makineler verimli şekilde çalışabilir.

Büyük bir firma daha büyük makinelere sahip olur ve daha büyük makineler birim başına daha az maliyetle üretme eğilimindedir. 

Büyük firmalar atıklarından yan ürün de elde edebilir. Örnek olarak bazı demir çelik firmalarında atık olarak atılan su balık üretimine uygundur ve balık havuzlarına bu su verilerek yan ürün oluşturulmuş olur.

Firmalar büyüdüğünde genel giderler yayılabilir. Örneğin ar-ge masrafları veya yönetimsel masraflar daha fazla ürüne yayılmış olur.

Büyük firmalar kredi alırken daha düşük faizle karşılaşırlar, ayrıca ham madde alımında da daha fazla alım yapılacağından dolayı daha ucuza alım yapabilirler.

Görüldüğü gibi firmalar büyüdükçe bu büyümeden avantaj sağlarlar. Fakat bu bir yere kadar geçerlidir. Daha sonra firmalar negatif ölçek ekonomisi durumuna geçer. Belli bir büyüklükten sonra koordinasyon zorlaşmaya başlar. Bu da firmayı olumsuz etkiler. Ayrıca bir yerden sonra çalışanlar kendilerini firmada önemsiz görmeye başlayıp motivasyonlarını kaybedebilirler. Karmaşık karşılıklı bağımlılıklar nedeniyle bir yerdeki aksaklık üretimde büyük bir duraksamaya neden olabilir.

Firmanın nereden itibaren ölçek ekonomisinden negatif ölçek ekonomisine geçeceği tamamen firmanın kendi koşulları ile ilgilidir.


Kuruluş Yeri

Firmalar uzun vadede kuruluş yerine karar verebilir. Kuruluş yeri belirlenirken üretim faktörlerinin en ucuz ve hızlı şekilde temin edilmesi ve üretilen ürünün pazara en ucuz şekilde ulaştırılması temel amaçtır. Firmalar ham maddelerin ucuza temin edilebileceği, nitelikli iş gücünün uygun ücretle sağlanabileceği yerlere kurulmaya çalışırlar. Aynı zamanda ürünlerin pazara en ucuz şekilde taşınması da amaçtır. Bazen bunların hepsini birden sağlamak mümkün değildir. Böyle durumlarda en uygun durum tespit edilmeye çalışılır. Örneğin kömür kullanan sanayi işletmeleri için ürünlerini taşımak ham maddenin taşınmasından daha ucuzdur. Bu nedenle böyle şirketler maden veya limanlara yakın olmayı tercih ederler.


Sektörün Büyüklüğü

Bir sektör büyüdükçe sektördeki tüm firmalar bundan fayda sağlar. Bu faydaya dışsal ölçek ekonomisi denir. Bunun sebebi sektörün büyümesi sonucu iş gücünün, ham madde satıcılarının uzmanlaşması, finans kuruluşlarının sektöre önem vermesi gibi faktörlerdir.

Fakat bazı sektörlerde firmalar sektörün büyümesiyle negatif dışsal ölçek ekonomisiyle karşılaşabilir. Bunun nedeni ham madde ve nitelikli iş gücü kıtlığıdır. Bu durum maliyetleri arttırır.


Faktörlerin Optimum Bileşimi

Kar maksimizasyoncu bir firma maliyeti elinden geldiğince düşük tutmaya çalışacaktır. Bu nedenle üretimde kullanacağı faktörlerin optimum bileşimini bulmaya çalışacaktır. Bu bileşime şu eşitliğin sağlandığı durumda ulaşılır:


\(\frac{MPP_A}{P_A}=\frac{MPP_B}{P_B}=\frac{MPP_C}{P_C}=\frac{MPP_D}{P_D}=...\)

Bunun manası tüm faktörlerde en son ödenen kuruşun eşit getiri sağlamasıdır. Aksi halde üretim etkinliği maksimum olmayacaktır. Örnek olarak A faktöründe ödenen son kuruşun diğerlerinden daha fazla getirisi olduğunu varsayalım. Bu durumda firma diğer faktörleri A faktörü ile ikame ederek maliyeti düşürebilir. Azalan getiri yasası A faktöründen daha fazla kullanıldıkça son kuruşun getirisinin gittikçe düşmesine neden olacaktır. Diğer faktörler ise bunun tam tersi bir durumla karşılaşacaktır. Yani kullanım miktarları düştükçe ödenen son kuruşun getirisi daha fazla olacaktır. Sonuçta yine yukarıdaki eşitliğe ulaşılacaktır. Bu noktadan sonra diğer faktörleri A faktörü ile ikame etmek maliyeti düşürmeyecek, arttıracaktır.

Faktörlerin optimum bileşimi grafiksel olarak da incelenebilir. Burada karşımıza eş ürün eğrileri ve eş maliyet eğrileri kavramları çıkar. Eş ürün eğrileri belli bir çıktı düzeyi için kullanılabilecek tüm faktör bileşimlerinin grafik üzerinde gösterilmesiyle oluşturulur. Örneğin bir firma bir üründen 10.000 tane üretmek isterse bunu gerçekleştirmek için gerekecek sermaye ve emek bileşimleri aşağıdaki tablodaki gibi olsun.

        Sermaye (birim)       İşçi (adet)
         150                      0
         100                     10
          70                      20
          50                      30
          40                      40
          30                      60
          20                      90
           10                     140
            0                      200

Bu tabloyu grafiğe dökecek olursak 10.000 birim ürün için eş maliyet eğrisi çizilmiş olur.


Görüldüğü gibi kayıtsızlık eğrilerinde olduğu gibi bu eğrinin de eğimi negatif işaret göz ardı edilirse gittikçe düşmektedir. Örneğin 200 işçiden 140 işçiye düşmenin kaybettirdiği getiri 10 birim sermaye ile karşılanabilmektedir. Fakat 40 işçiden 30 işçiye düşmenin kaybettirdiği getiri için de 10 birim daha sermaye gerekmektedir.

Daha farklı çıktı düzeyleri için de eş ürün eğrileri çizilirse aşağıdaki gibi bir grafik elde edilir. Daha dıştaki eğriler daha büyük bir ölçeği ifade eder.


Eş maliyet eğrileri ise belli bir maliyetle elde edilebilecek tüm faktör bileşimlerini gösterir. Örnek olarak bir birim sermayenin ve bir işçinin ücretinin 1.000 TL olduğunu varsayalım. 120.000 TL ile elde edilebilecek tüm bileşimler tek bir doğru üzerinde gösterilebilir:


Daha farklı maliyetler için de aynı eğriler çizilebilir. Aşağıda örnek olarak gösterilen grafikte 60.000 TL, 90.000 TL, 120.000 TL ve 150.000 TL maliyetli bileşimlerin eş maliyet eğrileri bir arada gösterilmiştir. Daha dışta olan eğri daha büyük bir maliyeti temsil eder.


Eş ürün eğrileri ve eş maliyet eğrileri kullanılarak iki farklı soru cevaplanabilir. Bunlardan birisi belli bir ölçeğin üretilebileceği en düşük maliyet ve bunu sağlayan faktör bileşiminin ne olduğudur. Diğeri de belli bir maliyetle üretilebilecek maksimum çıktı düzeyinin ve bunu sağlayacak faktör bileşiminin ne olacağıdır.

Belli bir ölçekteki üretimin en düşük maliyetle nasıl gerçekleştirilebileceğini bulmak için öncelikle belirlenen ölçek için eş ürün eğrisi çizilmelidir. Daha sonra aynı grafiğe farklı eş maliyet eğrileri çizilerek en düşük maliyetli yöntem bulunabilir.


Çizilen eş ürün eğrisine teğet olan eş maliyet eğrisi bu ölçekteki üretimin gerçekleştirilebileceği en düşük maliyeti gösterir. Teğet noktasındaki bileşim bu ölçek için en etkin bileşimdir. Daha dışta olan eş maliyet eğrisinin eş ürün eğrisini kestiği noktalardaki bileşimler kullanıldığında aynı ölçekte daha maliyetli bir üretim gerçekleştirilmiş olur.

Belli bir maliyetle yapılabilecek en büyük ölçekli üretimi bulmak içinse belirlenen maliyetin eş maliyet eğrisi çizilir ve etrafına farklı eş ürün eğrileri yerleştirilir. Eş maliyet eğrisine teğet olan eş ürün eğrisi bu maliyetle ulaşılabilecek maksimum ölçeği gösterir. Teğet noktasındaki bileşim yine en etkin bileşimdir. Daha içteki ölçeklerde de üretim yapılabilir. Fakat bu aynı maliyetle daha az ürün manasına gelir ve etkin bir üretim değildir.


Eş ürün eğrilerinde iki nokta arasındaki eğimin büyüklüğü marjinal ikame faktör oranı olarak bilinir ve MRS olarak geçer.

\(MRS=\frac{MPP_Y}{MPP_X}\)

Eş maliyet eğrilerinin eğimi ise iki faktörün fiyatlarının birbirine oranıdır. Eş maliyet eğrisinin eş ürün eğrisine teğet olduğu noktada bu iki değer birbirine eşittir:

\(\frac{P_Y}{P_X}=\frac{MPP_Y}{MPP_X}\)

Buradan da yukarıda optimum bileşim için verilen eşitliğe ulaşılır:

\(\frac{MPP_X}{P_X}=\frac{MPP_Y}{P_Y}\)

Bunlarla birlikte bir firma karar alırken sadece şimdiki durumu değil gelecekteki beklentilerini de dikkate almalıdır. Çünkü uzun dönemde firma tüm faktörlerini değiştirebilir. Fakat bazı faktörler bir kez alındıktan sonra sabit faktörler olurlar. Bir firma makinelerini çalıştırmak için elektrik kullanabilir, bu durumda elektrik fiyatına gelebilecek zamları da göz önünde bulundurmalıdır. Eğer en başta elektrik ucuz olduğu için işçi yerine daha çok makine çalıştırmayı tercih ederse elektrik fiyatları zamlandığında bu kararı verdiğine pişman olabilir.

Firmanın önünde farklı zaman dilimleri vardır. Fakat firma aynı anda bu dört zaman için de karar alabilir. Burada daha önce belirtilen zaman dilimlerine iki tane daha etkilenecektir.

Firmanın karar alması gereken dönemlerden ilki çok kısa dönemdir. Bu esnada tüm faktörlerin sabit olduğu kabul edilir. Bir şirketin ürettiği ürünlere talep artarsa şirket üretim adedini anında arttıramaz. Bu süreçte sadece talebi arzıyla dengelemek için fiyatı arttırabilir.

Çok kısa dönemden daha uzun olan ilk dönem kısa dönemdir. Bu zaman aralığında faktörlerin en az birinin sabit olduğu kabul edilir. Örneğin bir şirket talebin fazla olduğunu görürse bu dönem için ek vardiyalar ve fazla mesailer planlayabilir.

Uzun dönemde tüm faktörler değişkendir. Fakat faktörlerden alınacak verim sabittir. Bu dönem için firma yeni makineler almayı planlayabilir.

Çok uzun dönemde ise faktörlerin tamamının değişken olmasının yanında faktörlerin verimi de artabilir. İşçiler eğitilebilir, teknolojik gelişmeler daha verimli makinelerin üretilmesini sağlayabilir. Firma bu dönem için de bir araştırma geliştirme projesi başlatma planı yapabilir.


ÇÖZÜMLÜ SORULAR